21 Temmuz 2008 Pazartesi

İclal Aydın / Yorum (şebnem ferah hakkında)

Ben feci bir Şebnem'ciyim.. Bunu kendisine yıllar önce arkadaşları ile birlikte yemek yerken ve bendeniz henüz Türkiye için "ünsüzken" yanına yaklaşıp hayran hayran iletmiştim bu düşüncemi.

Onu ilk kez dinlediğim günü anımsıyorum.

Tatsız, soluksuz bir günün akşamında, bir arkadaşımın arabasında dinlemiştim. Bursa'dan İstanbul'a dönüyorduk. Yağmur başlamıştı. Silecekler çalışırken sanki sadece araba camını değil kalbimin üzerindeki damlaları da alıp götürüyordu. Bir şarkıcıyı ilk dinlediğinizde bir an bile olsa durup kalıyorsanız o sizin için farklı olur ya artık diğerlerinden... Araba camındaki yağmur damlası o günden sonra hep Şebnem Ferah'ı anımsattı bana...

Şarkılarında adını hâlâ koyamadığım bir duygu eşlik etti bana. Kimi zaman hissedilen de aynılık, kimi zaman fena bir hüzün; kimi zaman da benden uzak bir öykünün filmini izlemek gibi bir yabancılık...

Duru suların ardında
Radyo programları yaptığım yıllarda Şebnem Ferah'tan bir şarkı çalmadan bitirdiğim program pek azdı. "Deli Kızım Uyan" acaba kaç bin kez dönmüştür kulaklarımda?.. Geçen yıl "Son Sigara"yı dinleyip duruyordum bilgisayarımda. Sözlerinden de anlaşılacağı gibi, dışında iyi bir kabuk olsa bile içine kapanmasını getirecek kadar derin yaşıyor o da "sıradan ve insanî acılarını". Mesela bu albümünde; "Gözlerimin Etrafındaki Çizgiler" şarkısında olduğu gibi... Ben galiba çok batılı görünen ama anlatiklarında, şarkılarında doğunun izlerini taşıyan Şebnem Ferah'ı dinlemeyi seviyorum. Onun o sakin tavrını, gülen gözlerini, kliplerindeki sıradışılığı... (Bir tek klibi hariç. Kimindi hatırlamıyorum şimdi ama R.E.M'in olabilir, işte o klibin neredeyse aynısıydı. Şebnem'in her şeyi kendisine özgün olmalıydı bence.)

Ama bir klibi var ki hepimiz daha çok sevmiştik onu. "Yağmurlar"ı hatırlıyor musunuz? "Gidiyorum gözüm yaşlı, hatıran var yüreğimde" diyordu duru suların ardında...

Yeni albümüyle ilgili önce posterini gördüm.

"Ah, nihayet çıktı" dedim sevinçle.

Siyah beyaz ve harika gözleriyle "kelimeler yetse" diye bakıyor... Albümünün adı bu.

Kendi el yazısı ile yazdığı şarkı sözlerinden bir bölüm;

"Çocukken sahip olduğum kırmızı ayakkabılar
Onlar da senin gibi çok tatlıydılar
Ama canımı yakardılar, acıtırdılar..."

Yaaa... İşte böyle... Ben maalesef taraflıyım efendim. Bir şeyi çok sevdim mi isterim ki herkes sevsin... Herkes dinlesin...

Okuduğum kitaplar, gördüğüm resimler, dinlediğim şarkılar, ezberlediğim şiirler...

Dünyayı dünya yapan şeyler... Bugün onlardan birini, Şebnem Ferah'ı yazdım. Anlaşıldığı üzere hayranıyım. Boşverin, nasılsa ben de müzik yazarı değilim... Eleştirisini Şafak Karaman'a ve Tolga Akyıldız'a bırakıyorum. Ben şu anda bile Şebnem'i dinliyorum...

iclal aydın-vatan

Hiç yorum yok: